10 Ocak 2008 Perşembe

DTP'den cesaret bekliyoruz

Yasin Doğan, Yeni Şafak

DTP'nin Diyarbakır'daki patlamadan sonra sergilediği tavır çok hazin doğrusu. 5'i öğrenci 6 sivilin hayatını kaybettiği, beş kişinin yoğun bakımda yaşam mücadelesi verdiği bir eylem karşısında sesini yükseltememek üzüntü vericidir. Siz hem Diyarbakır merkezli bir siyaset yapacaksınız, hem de Diyarbakır'da şehrin merkezinde patlatılan bombaya ciddi bir tepki ortaya koyamayacaksınız. DTP, bu çelişkiyi aşamadan siyasal gücünü ve meşruiyetini artıramaz.

DTP'liler olay sonrası önce “derin provokasyon” gibi laflarla yine devleti zan altında bırakmaya, hedef saptırmaya çalıştılar. Bu, artık alışılan ucuz bir yöntem.PKK, toplumun tepkisini çekecek bir olaya imza attığında önce top devlete atılıyor, eğer birileri yakalanırsa da PKK'dan bağımsız bir hücreye, gruba mal ediliyor.

PKK'nın olayı üstlenmesine kadar geçen sürede bazı DTP'liler olayı kınadılar, kapalı kapılar ardında tepkilerini dile getirdiler.

PKK'nın yüzsüz bir şekilde cinayeti üstlenmesinin ardından ise DTP'nin sesi kesildi.

Peki, bu kadar kanlı ve toplumsal infial uyandıran bir eylemi açıkça kınayamayacak, yapan örgütü lanetleyemeyecekseniz, Türkiye toplumunda nasıl güven oluşturabileceksiniz?

Sivil insanları katleden bu saldırıyı hala terör değil de şiddet olarak mı adlandıracaksınız?

Bu saldırının sadece askerleri hedef almadığı çok açık…

Askeri servis otobüsü kırsaldan geliyordu, oysa eylem şehrin merkezinde ve öğrenci dershanesinin önünde yapılıyor. Yani sivillerin ölme ihtimali yüzde yüz.

Bundan dolayı eylemin mesajı sadece Kuzey Irak'a operasyon yapan askerlere yönelik olamaz. Aynı zamanda son dönemde (özellikle 22 Temmuz'da) hükümete destek veren Diyarbakır halkına da yönelik olduğu anlaşılıyor.

PKK açıkça bölge halkını da bu eylemle tehdit ediyor. Nasıl daha önce kepenk kapatma, haraç verme, çocuklarını dağa çıkarma gibi konularda halkı tehdit ettiyse, baskı uyguladıysa, bu eylemle de halka “ayağınızı denk alın” demiş oluyor. Bölge halkı adına siyaset yaptığını söyleyen DTP ise halkın yanında değil, terör örgütünün yanında hareket etmeye devam ediyor.

DTP bu paradoksu aşmadan siyasal alandaki yerini koruyamaz.

DTP'liler iki sebepten dolayı bu eylemleri sert şekilde eleştirmiyor olabilirler. Birincisi PKK'nın izlediği politikayı destekliyor, bölge halkını baskıyla hizada tutma anlayışını sahipleniyor olabilirler. İkincisi PKK'dan korktukları için açık bir tavır takınmıyor olabilirler. Birincisi daha kötüdür. Eğer sebep korkuysa, bu handikapı aşmadan bir yere varamayacakları da açıktır. DTP, bu konuda da gerekirse bedel ödemeyi göze alabilmelidir. Devlete kafa tutarken, kanunları çiğnerken, hapis yatmayı göze alırken nasıl cesur davranabiliyorlarsa PKK'ya karşı da aynı cesareti gösterebilmelidirler.

Bu noktaya eninde sonunda gelinecektir. PKK'nın bölgedeki sivil inisiyatifleri boğan, siyasi ve meşru kanalları tıkayan ceberrut anlayışına karşı sivil örgütler yavaş yavaş sesini yükseltmeye başlamıştır. Sıra DTP'dedir.

Bunu, DTP'yi inanmadığı bir şeye zorlamak olarak görmemek gerekiyor. DTP inanarak bu işe soyunmalıdır, çünkü sivil ve meşru siyasetin olmazsa olmaz şartı, teröre karşı tavır alabilmektir.

Yeni Şafak - Yasin Doğan - DTP''den cesaret bekliyoruz - 10.01.2008

Hiç yorum yok: