Ruhat Mengi, Gazete Vatan
Taksim’deki yılbaşı kutlamaları bu yıl terör tehlikesi nedeniyle iptal edilmişti ama meydan yine her yıl olduğu gibi doluydu.
Doluydu çünkü yalnız Türkiye’de değil birçok ülkede yeni yıla açık havada, kalabalıklarla paylaşarak girmek isteyenler hangi meydanı bulurlarsa oraya koşuyorlar... Ama diğer ülkelerle bizimki arasındaki fark, bizde güvenliğin olmayışı. Bu nedenle de o kalabalıkların arasında her yıl kadınları taciz eden, saldıran magandaların olması...
Düz mantık ne der bu durumda; geçen yıl benzer olaylar olmuşsa bu yıl gereken önlemlerin alınmasını değil mi? Medeni ülkelerde (gerçi oralarda böyle düzenli maganda orduları da yoktur ama her şeye rağmen güvenlik önlemleri alınır, sivil ve resmi polisler meydanı kontrol altına alır) nasıl önleniyorsa burada da, üstelik “kesinlikle olacağı bilindiğine göre” önlenmesini...
Sonra da caydırıcılık etkisi nedeniyle “teşebbüs edeceklere verilecek cezaların, yaptırımların duyurulmasını”...
Ama Türkiye’de bu yapılmaz, yapılmadığı için yine onlarca “vahşi, sapık, ahlaksız” eğlenen insanların arasına karışır, yerli/turist demeden saldırır, parçalar... Kadınları hastanelik eder.
Geçen yıl Taksim’deki kutlamada üniversiteli bir genç yine bir magandanın kurşunuyla hayatını kaybetti, daha ötesi var mı? Böyle olaylar yaşanmışken gerekli önlemleri almayan Emniyet hesap vermek zorunda değil midir?
Evet zorundadır. Ayrıca vahşi olay dışında bir de ülkenin imajına ciddi zarar verildiği için iki kez hesap vermek zorundadır.
Oysa bizde ne oluyor; şehrin güvenliğinden sorumlu şahıslar çıkıp “2008’e huzurlu girdik. Çok önemli bir olay olmadı. Taksim’deki olayla ilgili gerekli müdahaleyi yaptık. Zaman zaman bu tip şeyler oluyor” diyor ve olay bitiyor...
Çok önemli olay olmamış... Onlara göre önemli olay nedir acaba anlatsalar da öğrensek... Taksim meydanında tecavüz etselerdi yeterince önemli olur muydu?.. Bence yine olmazdı, vurulan genç bile vurulduğuyla kalmadı mı?
İzmir’de polis kurşunuyla başından vurulan genç olayındaki gibi bunda da vuran kişi “silahım yere düştü, ateş aldı” dedi, belki de şimdi serbesttir.
Gelen habere göre bu yılbaşı Taksim meydanında turistlere saldıranlar da, İran’lı saldırgan dahil adam başı 57’şer YTL verince serbest bırakılmışlar. Yani cezalarını vermek Allah’a kalmış, devletin adaleti bu kadar... Demek parayı veren düdüğü çalıyor, 57 YTL’yi veren istediği ahlaksızlığı yapabiliyor.
İnsan okuyunca eksik adalet uygulamışlar diyor doğrusu; magandalara birer de yeni yıl hediyesi vermelilerdi.
Ki gelecek sene daha iyi bir saldırı planlayıp daha büyük ödüller almaya çalışsınlar.
Yazıklar olsun!
*****
Bu da kaza mı?
Öyle haberler duyuyoruz ki okurken isyan duygusunu bastırmakta zorlanıyor insan... İşte yine bir yılbaşı gecesi faciası: biri üniversiteli, diğeri liseli iki arkadaş taksiyle evlerine dönerken alkollü sürücünün kullandığı minibüsün taksiye çarpması sonucunda biri ölüyor, diğeri yaralanıyor.
Fotoğraflarına bakıyorsunuz, iki taze fidan gibiler... Pırıl pırıl, gelecek hayalleri, ümitleriyle dolu gencecik kızlar... Ve arkalarında çocuklarının mutlu geleceğini görmeyi umarak bekleyen aileler... Ne yapsın bu genç insanlar? Etraf vahşilerle, sarhoş sürücülerle dolu diye evlerine mi saklansınlar? Aileleri onları fanusa mı kapatsın?
Minibüs belki de hiç yakalanmayacak... Yakalansa da sürücünün alkollü olduğu kanıtlanamayacak, olay “kaza” ve “kaza sonucu ölüm” olarak kayda geçecek. 18 yaşında, hayatının baharında ölen bir genç kızın hayatı bittiği gibi gencin ailesine ise tüm yaşamları haram olacak.
Şimdi “İzmir’de öldürülen genç de alkollüydü ama, polis ateş edince de suçlu oluyor” diyenler çıkabilir. Ama burada önemli olan alkollüyü de öldürmeden durdurabilmektir. Önlem alabilmektir.
İngiliz polisi, ABD polisi nasıl her “pub”ın önünde pusuya yatıp içki kontrolü yapıyorsa, cezalar nasıl caydırıcılık işlevini hakkıyla yapıyorsa burada da çaresini bulmak zorundalar.
Türkiye’de adalet duygusu, güven duygusu neredeyse tümüyle erozyona uğradı, bitti.
Elimizde mumla adalet arıyoruz artık.
(Not: Türkiye’de taksilerde emniyet kemeri yok. Defalarca yazdım. Bu genç koltukta sıkışarak ölmese de başını çarparak ölebilirdi. Trafiği bir kez daha uyarıyorum. Bu ihmale göz yumamazlar.)
</DIV>
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder