Türker Alkan, Radikal
PKK'nın liderleri kendi dokunulmazlıklarından o kadar emin olmalı ki, Türkiye'nin saldıracağı aylar öncesinden belli olduğu halde gerekli önlemleri yeteri kadar almamışlar.
Hem personeli, hem de malzemeleri başka yerlere taşımak için fazla bir gayret harcamadıkları anlaşılıyor.
ABD'nin, uzun vadeli çıkarları açısından, PKK ile Türkiye arasında bir seçim yapmaya zorlanırsa Türkiye'yi tercih etmesi beklenmeliydi, nitekim de öyle oldu. Bu, PKK açısından bir sürpriz olmamalıydı. Apo'nun paketlenip Türkiye'ye teslim edilmesinde de aynı şey yaşanmadı mı?
Fakat, bu gerçeği Barzani'nin kabul etmesi pek kolay olmayacağa benzer. Türkiye'deki Kürtlerle Irak Kürtlerini birleştiren bir 'Büyük Kürdistan'ın' lideri olma hayalinden vazgeçmek pek kolay değil anlaşılan. Fakat Türk-Amerikan işbirliğinden ve Türkiye'nin başarılı askeri harekâtından sonra Barzani'ye de gerçekleri kabul etmekten başka yapacak bir şey kalmayacaktır sanırım.
Asıl önemli olan PKK'nın durumu nasıl değerlendireceğidir. Türk uçaklarının saldırısı sonucunda kampları, karargâhları yerle bir olan ve ağır zayiat verdiği söylenen PKK'nın bundan sonra ne Irak'ta ne de
başka bir ülkede barınması mümkün gözüküyor. PKK ilk kez bu kadar ağır bir darbe yedi. Bundan sonra devam edecek askeri harekâtla bu darbenin şiddetinin de artması beklenmelidir.
Üstelik şu anda Türkiye'nin sergilediği askeri potansiyelle PKK'nın gelecekte de baş etmesi ihtimal dahilinde değil.
Bu durumda pek de uzak olmayan bir gelecekte PKK'nın daha fazla kayıp vermemek için silah bırakması, gizlenmeye çalışması da beklenebilecek bir gelişmedir. Silah bırakma geçici bir taktik karar olabileceği gibi, sürekli bir karar da olabilir.
Fakat, PKK'nın kararı ne olursa olsun, Türkiye 'Kürt sorunu' denen olgunun
üzerine gidip bu sorunu ekonomik, toplumsal, yönetsel, psikolojik boyutlarıyla çözmeye çalışmalıdır.
Sorun, sadece askeriyeye havale edilemeyecek kadar çok yönlüdür ve derindir.
Hele 'Askeri teknoloji sayesinde nasıl olsa üstünlük sağlıyoruz, şimdi ekonomik, toplumsal sorunlarla uğraşma zahmetine girmenin ne gereği var' türü bir savsaklama büyük hata olur.
Bu yaklaşım sadece tembellikten değil, daha çok eski alışkanlıklarımızı ve bakış açımızı değiştirememekten de kaynaklanmaktadır.
Geçmişte bu hatayı çok yaptık.
Aynı hatayı tekrarlamayalım derim.
Çok pahalıya mal oluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder