4 Ocak 2008 Cuma

Terör

Zülfü Livaneli, Gazete Vatan

Dün birçok arkadaşım isyan dolu telefonlar açtı. Gazetelerde okudukları vahşetten yakındılar.
Birisi dedi ki “içimden hemen şu dakika sakin bir yere kaçmak geliyor!”

Başka bir arkadaşım; “Yahu biz nerede yaşıyoruz!” diyerek, bu ülkeyi artık tanıyamadığını söyledi.
Bence bu tepkiler sonuna kadar haklı. Terörle çevrili olarak yaşıyoruz, daha doğrusu yaşamaya çalışıyoruz.
Yetkililer sadece siyasi teröre dikkat çekiyor ama yılbaşı gecesi yaşananlar terör değil mi?
Taksim’de tecavüze uğrayan dehşet içinde yabancı kızlar, yılbaşı partisinde arkadaşını öldürüp penisini kesen adam, sarhoş minibüs sürücüsünün katlettiği pırıl pırıl genç kızlar... Sayın sayabildiğiniz kadar.

Gazeteler “maganda” deyip geçiyor ama bu deyimde olayı hafifletme tonu var.
Sanki düzgün bir toplumda birkaç kendini bilmez “maganda” çıkmış da bunları onlar yapıyormuş gibi.
Ama artık aynayı yüzümüz tutma vakti geldi de geçiyor bile.
Bu ülkede her an cinayet işlemeye, ırza geçmeye hazır potansiyel katil, sapık sayısı “maganda” tabiriyle geçiştirilemeyecek kadar arttı.
Çok can yakıyorlar çok...
Zaman zaman bu toplumun sessiz kurbanları ve onların acı çeken yakınları aklıma geliyor ve yüreğim yanıyor.
Mesela annesiyle birlikte ormana kaçırılan ve yine onun gözleri önünde ırzına geçilerek öldürülen genç öğretmen.
Hani katilleri Rahşan affıyla serbest bırakılmıştı.
O anne acaba hâlâ yaşıyor mu, kızının fotoğraflarına bakabiliyor mu?
Bu yürek paralayıcı acıyla başa çıkabiliyor mu?

Telle boğularak öldürülen genç flüt sanatçısı, Maltepe’de hunharca öldürülen genç kızlar, sokaklarda vurulanlar, maçlarda bıçaklananlar, hız meraklısı şımarık gençlerin parçaladığı insanlar, toplu olarak ırzına geçilen 13 yaşındaki çocuklar, tinercilerin öldürdüğü komando yüzbaşı, arabayla birlikte yakılanlar, başı satırla koparılanlar, topuzla ezilenler, erkek arkadaşıyla birlikte anne babasını öldüren genç kızlar...
Bu terör değil mi?
İnanın bana bu toplum soluk alamaz hale geliyor.
İçinde yaşadığımız kültür, durmadan suçlu üretiyor.
“Bana ne” demeyin, bu olay her an sizin ya da bir yakınınızın başına gelebilir.
Çünkü toplu çıldırmaya doğru gidiyoruz.

Bu gidişin önünü polisiye tedbirlerle alamazsınız. Hem yasalar yetersiz hem de olay başa çıkılamayacak kadar büyük.
Tedavinin tek yolu ise, hep söylediğim gibi; kültür!
Sadece kültür!
Şiddet kültürünün yerine insancıl kültürü geliştirebildiğiniz an olayı çözersiniz.
Yoksa bu toplum zıvanadan çıkmaya devam edecek.

GAZETEVATAN.COM

Hiç yorum yok: