Duygu Sucuka, Ankara Enstitüsü
Ermeni Soykırımını yalan diye niteleyen bir Ermeni Başbakan. Ermenistan, 1918 yılı Temmuzunda kurulmuştur. İlk Başbakanı, Taşnaksutyun Partisi lideri Ovanes Kaçaznuni’dir.
Ovanes Kaçaznuni, 1923 yılında, Bükreş’te yapılan bir yurtdışı konferansına bir rapor sunar. Bu rapor 1915-1923 yıllarının bir özeti olup iktidardaki Taşnak Partisinin lideri tarafından yapılan bir öz eleştiridir. Çekilen acılarda Taşnaksutyun Partisinin sorumlu olduğu cesurca ve açık yüreklilikle saptanır.
İlk Ermeni Başbakanının imzasını taşıyan bu rapor Ermeni arşivlerindedir ve “Ermeni Soykırımı Yalanının” bir resmi belgesidir.
İlk Ermeni Başbakanının imzasını taşıyan bu rapor Ermeni arşivlerindedir ve “Ermeni Soykırımı Yalanının” bir resmi belgesidir.
Kaçaznuni, bu raporu konferans sonrası kitap olarak yayımlatır. Dört yıl sonra Rusçaya çevrilen kitabın İngilizce basımı 1955 yılında yapılır ve Newyork’ta yayımlanır. O esnada kitap Ermenistan’da yasaklanmıştır. Yayınlar Avrupa’daki kütüphanelerden Taşnaklar tarafından toplatılır.
Kaçaznuni’nin kitabının Rusça basımı, Ermeni Meselesi üzerine çalışmalar yapan Mehmet Perinçek tarafından, Moskova’daki Lenin Kütüphanesi’nde bulunur ve Arif Acaloğlu tarafından Türkçeye çevrilir. Kaynak Yayınları tarafından 1. basım Kasım 2005, 2. basım Aralık 2005’te yapılan kitap yaklaşık 120 sayfadır.
Bu rapor Türk bilim çevreleri ve Türk yetkilileri tarafından daha önce ele alınmamış ve üzerinde durulmamıştır. Ancak bir Türk profesör tarafından raporla ilgili tanıtıcı bir yazı yazılmış ve bu yazı 1985’te İngilizce, Almanca ve Fransızcaya çevrilerek yayımlanmıştır.
Kaçaznuni raporuna göre, 1903-1905-1907 yıllarında Ermenilerle Müslümanlar arasında kanlı çatışmalar olmaktadır.1914 yılında gönüllü Ermeni birlikleri kurulur ve Türklere karşı harekete geçerler.
Taşnak birlikleri bastıkları Müslüman köylerinde ortaçağdan kalma işkenceler uygulayıp yağma yaparlar. Taşnak yetkililer Türklere ait malların Ermeni Devletinin elinde toplanmasını isterler.
Taşnak subay 1920’de, Beyazıt-Vaaram bölgesinden yazdığı raporda “Basar-Geçar’daki Türk nüfusu ayırt etmeden imha ettim. Bütün erkekleri, kadınları ve çocukları topladım, benim tarafımdan atıldıkları kuyuların içinde kayalarla ezerek hepsinin hayatına son verdim” der.
Taşnak yetkilileri Ermeni köylerine de işkence yapıyor, askerden kaçanların ailelerine zulüm ediyordu.
Kaçaznuni, raporunda özetle şu saptamalarda bulunmuştur:
-Gönüllü silahlı birliklerin oluşturulması hataydı.
-Kayıtsız şartsız Rusya’ya bağlanmışlardı.
-Türklerden yana olan güç dengesini hesaba katmamışlardı.
-Tehcir kararı amacına uygundu.
-Türkiye savunma içgüdüsüyle hareket etmişti.
-İngiliz işgali, Taşnakların umutlarını yeniden kabartmıştı.
-Ermenistan’da Taşnak diktatörlüğü kurmuşlardı.
-Denizden denize Ermenistan gibi emperyalist bir talebe kapılmışlar, bu yönde kışkırtılmışlardı.
-Müslüman nüfusu katletmişlerdi.
-Ermeni terör eylemleri Batı kamuoyunu kazanmaya yönelikti.
-Taşnak Partisinin artık yapacağı bir şey yoktu, intihar etmeliydi.
Kaçaznuni, 1914’ten 1923’e uzanan süreçte, Türk-Ermeni ilişkilerinin özünü savaş hali olarak ele almakta, Türkiye’yi sorumlu tutan bir değerlendirmede bulunmamaktadır. Kaçaznuni raporunun dışında bazı Taşnak kaynakları, Çarlık Rusyası ve Batı emperyalizmi tarafından Türkiye’ye karşı nasıl kullanıldıklarını, işgal sırasındaki Ermeni mezalimini ve Türk ordusunun buna karşı verdiği haklı savaşı belgeleriyle ortaya koymaktadır. Bu belgeler Ermeni Devlet arşivindedir.
*************
Yakın tarihimizin en önemli başlıklarından birisi olan Ermeni meselesi konusunda Türkiye bugüne kadar üzerine düşeni yerine getirememiş ve bu konudaki haklılığını dünya kamuoyuna anlatamamış durumdadır. Bu konu üzerine, kendi haklılığımızı savunarak gitmek zorundayız. Biz sustukça ya da korktukça, haksız olduğumuz kanısına kapılanlar üzerimize gelmektedirler.
Ermeni Meselesinin detaylı araştırılması, Rus ve Ermeni arşivlerine girilmesi, bazı üniversitelerde Ermeni Kürsülerinin açılarak araştırmacı bilim adamlarının yetiştirilmesi en doğru yaklaşım olacaktır. Devlet bu konuda bizzat görevlendirme yapabilir. Tesadüfen bulunan Kaçaznuni raporu bile bu konuya ne kadar farklı bir açıdan bakmak gerektiğinin kanıtı olmuştur. Soykırım yapan değil, soykırıma uğrayan bir devlet olduğumuzu kanıtlamak ve dünyaya anlatmak zorundayız.
Soykırım Denince;
-Kıbrıs Rumları tarafından, 1960’lı ve 1970’li yıllarda Kıbrıs Türklerine uygulanan mezalimler akla gelir. Kıbrıs’ta insanlık dışı eylemler yaşanırken, Türk aileleri çoluk çocuk demeden topluca işkencelerle öldürülürken Dünya kamuoyu buna seyirci kalıyordu. Bunun adı soykırım değil miydi?
-Çok yakın tarihte Balkanlar’da soykırımlar yaşandı. 1990’lı yılların başlarında Sırplar tarafından katledilen Müslüman Boşnaklara uygulananlar, bir gecede 8 bin Müslüman erkeğin kurşuna dizilmesi soykırım değil miydi?
-Yine Balkanlarda 1910’lu yıllarda Türklere karşı girişilen yok etme hareketi soykırım değil miydi?
Türk ve Müslümanlara karşı uygulanan soykırımlar saymakla bitmez. Bunları konuşup, bunları anlatıp haklılığımızı arayacağımıza, bir Ermeni Soykırımı Yalanıyla baş etmeye çalışıyoruz. Bu yalanı, Dünya kamuoyuna yalan olarak kabul ettirmek zorundayız.
Aksi takdirde, bugünkü terör belası, terörün yok ettiği canlar bile gün gelir bize soykırım olarak yamanmaya çalışılır. Yalancı Batının yalanlarına herkes inanıyor nasıl olsa…
Not: Ruslar İle Ermeni Çetelerin Müslümanlara yapmış olduğu soykırımın belgeleri aşağıdadır.(Kaynak: Kültür Bakanlığı 1914-1919 )
http://www.ankaraenstitusu.org/tr/yazi.aspx?ID=252&kat=133
İlgili linkler
Dashnagtzoutiun Has Nothing to Do Anymore by Hovhannes Katchaznouni , ArmenianReality.com
http://www.armenianreality.com/images/books/dashnagtzoutiun.pdf
“GÖRDÜKLERİM YAŞADIKLARIM” Ermenilerin Doğu Cephesinde Yaptıklarına Rus Yarbaydan Görgü Tanıklığı
I Witnessed and Lived Through
Eyewitnessing of the Russian Lieutenant Colonel to the Actions of the Armenians in the Eastern Front
2 Ocak 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder